ÇOCUKLUKTA YAPILAN EBEVEYN HATALARI

ÇOCUKLUKTA YAPILAN EBEVEYN HATALARI
ÇOCUKLUKTA YAPILAN EBEVEYN HATALARIÇocukluk insanın anavatanıdır der Doğan Cüceloğlu Hocamız ve onun bu sözüyle başlamak istedim. Çocuklukta ne yaşarsak hayat boyu onu uyguluyoruz. Nasıl bir ailede büyüdük, sevgi hoşgörü ortamında mı, kızgınlık nefret ortamında mı? Ebeveynlerimizin bize davranışları bizim hayatımızı ya olumlu ya da olumsuz şekillendirir. Anne baba sevgi göstermediyse çocuk büyüdüğünde hem hırçın oluyor hem de kimseyi sevemiyor. Ailelerin çocuklukta yaptıkları basit gibi görünen hatalar travmalara sebep oluyor. Biraz bu hatalardan bahsedelim.Çocuklarının başarılarını görmezden gelmek, taktir etmemek övmemek. Bu davranış çocukta değersizlik hissi uyandırır ve zaten başarılı olsam da kimsenin umurunda değil düşüncesine kapılıp mücadele etmekten vazgeçecektir. Başarılı olmak hiçbir şey ifade etmeyecektir.Çocuklarını sürekli eleştirmek ve yargılamak. Yaptığı basit işlerde bile çocuğa sürekli yetersizlik duygusu oluşturur. Sürekli korkarak adım atar. Eleştirilmekten korktuğu için onu rahatsız eden konuları bile aileden saklayabilir. Çünkü çocuk yargılandığı için kendisinde suçluluk duygusu da oluşmuştur. Aileden yaşadığı olumsuzlukları gizlemeye çalışır.Çocuklarını sürekli başkalarıyla kıyaslamak, arkadaşlarıyla karşılaştırmak. Kıyaslanan çocuk ebeveyni tarafından sevilmediğini düşünür. Çocuğun ruhu ciddi yaralar alır. Ve bunun etkisi bir ömür sürer. Özgüvenleri gelişemez ve kendini geliştirmek için çabada harcamaz. Sorumluluktan kaçar. Sevilmediğini düşündüğü için öfkeli, kıskanç ve mutsuz olur. Ailesine olan öfkesini başkarıyla kavga ederek gidermeye çalışır.Kardeşler arasında yapılan ayırımcılık. Ailenin bu tutumu onarılması güç sorunlara sebep olabilir. Çocuklarını eşit bir şekilde sevmek kardeş ilişkilerini olumlu yönde etkilemektedir. Aksi halde çocuklar arasında saldırganlık, kıskançlık, eşyalarına zarar verme, nefret etme duygularını ortaya çıkarmaktadır. İleriki zamanlarda da kardeşler arasında soğukluk olup kardeşlik bağları kopmaktadır. Kıyas yapıldıkça çocukların evde ki yaşam alanlarını daraltmış oluyoruz ve çocuk da ciddi bunalımlara sebep oluruz. Çocukluk depresyonu başlar.Kendilerinin gerçekleşmemiş hayallerini çocukları üzerinden gerçekleştirmeye çalışmak. Aileler ben yapamadım çocuğum yapsın gibi çok fazla örneklerle çocuklarını gereğinden fazla eşya, oyuncak, kur gibi şeylere boğuyorlar. Çocuk doyumsuz oluyor ve hep daha fazlasını istiyor ve ailesinin sınırsız ona imkan sunacağını düşünüyor. İkinci bir konu da çocuğun yeteneğini keşfedemiyor aile, yeteneklerinin de açığa çıkmasını önlemiş oluyor. Örneğin ben piyano kursuna gitmek istedim ailem göndermedi ben çocuğumu göndereceğim. Birçok ailede bu düşünce var ve bunu da uygulamaya çalışıyorlar. Çocuğun piyanoya yeteneği ve isteği olup olmadığını sorgulamadan. Sonraki zamanlarda çocuğun karar verme mekanizması zedelenmiş oluyor ve hep ailesinin karar vermesini bekliyor, onun adına aile konuşuyor, yetişkinlikte bile kendi başına hiçbir şey yapamaz duruma geliyor. Sürekli aileye bağımlı oluyor.Çocuklarına çok az zaman ayırmak ve aile bireylerinin birbirlerine karşı ilgisiz olması. Aile bireyleri arasında iletişim ve ilgi yoksa çocuk içe kapanık, sessiz, kendini ifade edemeyen bireyler oluyorlar. Ailede göremediği sevgi ve ilgiyi başlarında aramaya veya başka alışkanlıklarda bulmaya çalışıyorlar. Dikkat çekmek için olmadık davranışlarda bulunabiliyorlar. Maalesef ki ergenlik döneminde yanlış arkadaşlar edinebiliyorlar. Okul hayatlarında da hep arkadaşlarının ilgisini çekmeye çalışan çocuklar oluyorlar ve okulda sorun çıkaran çocuklar genelde ilgi görmeyen çocuklar oluyor.Ailelerin yaptığı çocukluk dönemindeki hataları daha çok başlık altında sıralayabiliriz. Kısaca söyleyebilirim ki çocuklukta yaşatılan olumsuz her davranış bir travma oluşturur. Kendimizi çocuklarımızın yerine koyalım ve düşünelim. Basit bir örnekle açıklayalım, yetişkin bireyiz ve birileri bizi sürekli eleştiriyor, kıyaslıyor vb. hoşumuza gider miydi? Sağlıklı günler diliyorum.